Wednesday 27 January 2016

Saklanan gerçekler

"Eğer saklanan gerçekler varsa; bundan faydalanan insanlar vardır" çıkarımı tarih boyunca kendini kanıtlamış bir gerçektir. Gerçeğin zıddı yalan ve sırdır.

Ortada bir sır varsa mutlaka saklanan bir hata vardır. Toplumun değer ölçülerine göre veya insan haklarına karşı  yapılmaması gereken birşey yapılmıştır.

Gerçeği saklama, utanılacak veya cezalandırılacak eylemlerin gizlenmesidir. Eğer karşılaştırılacak değer ölçüsü yoksa; gerçek ya da aldatma yoktur. Böyle insanlara kişiliksiz ya da onursuz insanlar denmesinin nedeni değer ölçülerinin olmamasındandır. Herhangi bir değer ölçüsüne sahip olmadan; yalnızca canları ne isterse ya da çıkarları neredeyse; o yönde fütursuzca (umursamazca) hareket etmekten çekinmezler. Ve mutlaka ters bir durum olursa diye eylemlerini bir kılıfa uydururlar. Tarih boyunca bu grup insanların içinde krallardan, politikacılara, sanayicilerden sıradan insanlara kadar çok geniş yelpazede insan kalabalığı mevcuttur.

Sırlar ancak yalanların ya da karartılmak istenen gerçeklerin olması durumunda var olur. Gerçekleri dile getirenlerle ilgili atasözleri söylenegelmiştir ki sırlar (yalanlar ve haksızlıklar, yanlışlar) hep gizli kalsın. İnsanlar gerçeğin aydınlığına ulaşmasınlar. Gölgenin gizli, sevimli yüzleri olsunlar. Çirkinliklerini gösterecek ışık engellensin istediler. Gerçek ve doğru bilgi, aydınlığın, şeffaflığın, demokrasinin, öğrenmenin ve doğru düşünebilmenin gerekliliğidir oysa. Gerçek, toplum yararınadır.

Rumi, Şems ve Hayyam ile ters düşmeyi göze alarak gerçeği gizleme ile ilgili sözler kervanına katılmıştır. Ve hatta öyle derin bir konudur ki bu; Rumi, tüm dinlerin elçilerinin, gerçeğin gizlenmemesini aktaran ilahi yazıtlara karşın; gerçeğin açığa vurulmasının doğru olmadığını ifade edegelmiştir.

Öyle hazin bir öyküdür ki; kol kırıldı yen içinde bırakıldı. Dokuz köyden kovuldu. Tehdit edildi; delikanlı olmamakla suçlandı. Kuyulara atıldı. Çıkarılıp satıldı. Zindanlara kitlendi. Taşlandı. Mağarada öldürülmeye çalışıldı. Derisi soyularak katledildi. Ateşe atıldı; heyhat, ateşe su ol denildi. Sürüldü. Aç, susuz bırakıldı. Hapislere konuldu. Asıldı. Yetmedi vuruldu. Gerçeğin gizlenmesi adına fütursuzca azabın, aşağılamanın her türlüsü denendi. Değerlerin içi boşaltıldı. Anlamsızlaştırıldı. Yalan ve aldatma hak görüldü. Yine de gerçeğin insanları susmadı, susturulamadı. Binlerce yıldır nesilden nesile o tertemiz bayrağı taşıdı.

Hayatım boyunca sırrım olmadı. Herşeyi açık seçik, net bir insan olmayı daha ilkokul günlerimde seçtim. Buna sebep babamdı ve harika öğretmenimdi. Köylüydü, onurluydu, alnı apaçık tertemizdi. 

Sevgiyle, aydınlıkta kalın..


No comments:

Post a Comment