Thursday 1 October 2020

Enflasyon ve Standart Ekonomi Modeli

 





Enflasyon ve Standart Ekonomi Modeli Para ilk olarak Lidyalılar tarafından kullanılmış bir değiş tokuş aracıdır. %54 altın ve %44 gümüş toplamda 8.1gr ağırlığındaki sikkeler olarak kullanılmıştır. O dönemde bir sikke ile bir somun ekmek alınabiliyordu. Avrupa'nın enflasyonla ilk karşılaşması olan fiyat devrimi tefeciler nedeniyle gerçekleşti. 1550'den itibaren de, Salamanca Üniversitesinin araştırmaları yoluyla İspanyol altınının ve gümüşünün kıta içine yoğun kullanımına bağlandı. "İspanya'yı yoksul yapan onun zenginliğidir" ifadesi yaygın olarak kullanılmıştır. Çünkü herkesin elinde Güney Amerika'dan getirilen çok miktarda altın, gümüş vardı ve bu da paranın değerini azalttı. Çağdaş tarihçilerin görüşü fiyatların vahşice dalgalanması ve hükümetlerin bununla başedebilmek için madenî paralarındaki altın ve gümüş miktarını tekrar tekrar azaltma çabaları olsa da, on altıncı yüzyıldaki genel eğilimin, düzenli fiyat artışı olduğu tümüyle ortadadır. Örneğin madenî para kaynağı kısmen kısıtlı olan Fransa'daki tahıl fiyatları 1600'de 1500'e göre yedi kat fazlaydı. Bu temel bilgiden sonra şunu soralım. Günümüzde fiyatların artmasının temel nedeni nedir? Paranın emisyon fazlalığı onun değerini mi düşürür? Ya da şöyle ifade edeyim. Para birimi olarak dolar alalım. 100 yıl önce 1 dolar ile alabildiğiniz aynı ürünü bugün %2326 kümülatif enflasyona uğramış olarak satın alabiliyorsunuz. Fransa'da 1950-2019 yılları arasındaki kümülatif enflasyon %1629.93'dür. https://inflationdata.com/Inflation/Inflation/Cumulative_Inflation_by_Decade.asp

https://www.statbureau.org/en/france/inflation-calculators?dateBack=1951-1-1&dateTo=2019-1-1&amount=1000

Ürün aynı ürün. Örneğin patates veya Un. Fakat mucizevi olarak fiyatı artıyor. Ya da paranın değeri azalıyor! Paranın değeri azalınca, bir çalışanın bir ay çalışma karşılığı aldığı ücretin de değeri azalıyor. Patates, Un yerinde duruyor. Fakat tüm dünya çalışanları, aynı miktarda un almak için her sene daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. Ancak bunun bir limiti vardır. Bir işçi hiç uyumasa bile bir günde 24 saat çalışır ve kısa sürede ölebilir. Oldukça dramatik bir konu. Örneğin ABD'de işçi ücretleri son 40 yılda kümülatif %15.7 artmıştır. https://www.pewresearch.org/fact-tank/2018/08/07/for-most-us-workers-real-wages-have-barely-budged-for-decades/ Ekonomi kuralına göre patates ve un üretimi artarsa; onun da fiyatı azalır. Piyasada fazla miktarda bulunan ürünün fiyatı düşer. Ancak paranın satın alma gücü, emisyon arttığı için azalır. Elbette patates ve un, paranın emisyonu kadar artmayacaktır. Yoksa yer gök patates, un olur. Denir ki hiçbir şey roket bilimi kadar zor değildir. Şimdi kısaca bu açıdan bakalım. Nasa 1973 maliyeti 25.4 milyar dolar. Aynı bütçenin gsmh (gdp) üzerinden 2019 hesabı 156 milyar dolar. Anlamı şöyle. Aynı iş 2019'da yapılsaydı 156 milyar dolara mal olacaktı. https://en.m.wikipedia.org/wiki/Apollo_program Paranın yıllar içindeki değer kaybı olağanüstü çoktur. Bunu ilk yüzyıllarda Çin yaşamıştır. Kağıt para yapmak, altın-gümüş para yapmaktan kolaydı. Öyle çok kağıt para yaptılar ki bir anda oluşan enflasyon paranın değerini silip süpürdü. Ve ardından çıkarılan kararla acilen kağıt para Çin'de yasaklandı. Tüm bu örneklere rağmen gsmh(gdp) üzerinden enflasyon hesaplaması konusu halen tartışmalı bir konudur. Her ne kadar bir hesap modeli kabul görmüş gibi görünse de aslında arka planda tartışmalar sürmektedir. Ekonomi modelinin yapısı yüzyıllar içinde değiş tokuş aracı olan paranın kg, metre gibi sabit bir değerde kalmasını sağlayamamıştır. Bu durum, bazılarının aşırı zenginleşmesi ve bazılarının aşırı fakirleşmesine neden olmuştur. Oysa arka planda olan mal ve hizmet değiş tokuşudur. Yani bir kg un veren, karşılığında başka bir ürün alır. Bir ay hizmet eden işçi yani değiş tokuş olarak hizmet ortaya koyan işçi, karşılığında başka ürünler almaktadır. Para, bu noktada pratiklik sağlayan bir değiş tokuş birimidir. Günümüzde metal veya kağıt para bile kullanımdan kalkmıştır. Yerini dijital rakamlar almıştır. Örneğin bir araba satın aldığınızda havale veya eft yaparsınız. Para, fiziksel olarak taşınmaz ancak bankalar aracılığı ile dijital rakamlar taşınır. Daha pratik ve daha hızlıdır. Yine ekonomi modelinin yapısı gereği, para, son mamül olmadığı halde öyleymiş gibi bir yatırım aracına dönüşmüştür. Oynak zemin, ani artışlar ve azalmalar bu kumarı iyi oynayan oyuncuların zenginlik kaynağı olmuştur. Elbette her oyunda bir kaybeden vardır. Bir anlamda enflasyon, haksız rekabetin anahtarı haline gelmiştir. Artık ürün kalitesi yerine ucuzluğu ön plandadır. Böylece bazı ülkeler, gönüllü olarak paralarının değerini düşük tutmak için çabalarlar. Örneğin Çin, Japonya, İsveç, Norveç gibi. Son tüketici açısından ucuz ürün tercih edilir. Böylece Çin, Japon ürünleri tüm dünyayı ele geçirmiştir. Bir İsveç firması olan ikea'nın girmediği ev kalmamıştır. İngiltere'nin satabileceği mal kalmadığı için finans piyasasında paradan para kazanma yolunu seçmiştir. ABD ise sanal ürünlerle (yazılım) varlığını korumaktadır. Çünkü rekabet alanları kalmamıştır. AB ekonomisinin içinde bulunduğu açmazın en temel nedeni euro'nun dünya piyasasındaki yüksek değeridir. Bir Alman ürününe karşılık çok daha ucuza Çin, Japon, İsveç ürünü alınabilirken; ürünün kendi kalitesinin rekabetteki anlamı yitip gitmiştir. "Kısa dönemli ihtiyacı karşılama"ya dönmüştür. İlk günden itibaren kurgulanmış olan para ve ekonomi modelinin hatası açıkça ortadadır. Bu sorunun çözümü için dünyada tek bir para biriminin, kg, metre gibi sabit değerde, değiş tokuş aracı olarak kullanımı ile mümkündür. Kanımca, borsa, finans kurumlarının parayı son mamül gibi kullanımı yasaklanmalı ve paradan para kazanılması sistemi tüm dünyada kaldırılmalıdır. Ekonomi modeli ise, en baştan tekrar yazılmalıdır. Bulunurluk yerine ürün kalitesi, onun değerini belirlemelidir. Bunun için kalite kontrol belirleme sistemi ekonomi modeli içine alınmalıdır. Bir bölgede yetişen patatesin, başka bölgede yetişen patatesten veya bir bölgede üretilen şarabın, başka bölgede üretilen şaraptan daha kaliteli, daha lezzetli olması gibi unsurlar, ürünün fiyatını belirlemelidir. Bulunurluk esası ile fiyat belirleme modeli iptal edilmelidir. Böylece tam anlamıyla gerçek rekabet ortaya çıkmış olacaktır. İşçinin, bir aylık çalışma ücreti (beyaz yaka, mavi yaka, akademisyen ve tüm meslek grupları için) tüm dünyada aynı olduğunda hem ülkeler arası farklılık oluşmayacak hem de işçi, gelirini yıllar itibariyle kaybetmeyecektir.

Standardizasyon Detayları

#1 Ücret hesaplaması, temel ihtiyaçlar, barınma, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar karşılanacak şekilde belirlenmelidir.

#2 Yollar, tüneller, köprüler, barajlar devlete ait olduğu gibi tüm konutlar (barınma ihtiyacını karşılayan tüm yapılar) devlete ait olmalı ve standart bir fiyattan kiralanmalıdır. Bu binaları inşa eden firmalar, mülkü devlete satarlar. Devletin elde edeceği kira geliri, taşımacılık masraflarını karşılayacak, sosyal devlet giderlerine destek olacak ve çalışan vergilerinde indirim ve dengelenme sağlanmasına olanak verecektir. Bu binaların kişilere, kurumlara, şirketlere satışı hukuken yasaklanmalıdır. (zaman içinde bir aile için optimal ev yapısı, dinamiği ve statiği tüm dünyada standart hale getirilmelidir) Kira bedelleri m2 başına çalışan gelirinin %0.10'unu ve aşınma oranı %0.05'ini aşmamalıdır. Bu oran ve bedeli yıllar itibariyle sabit kalmalıdır. (Buradaki amaç, toplumu oluşturan bireylerin barınma ihtiyacının optimal seviyede karşılanmasıdır.)

#3 Tüm araçlar kiralama yoluyla kullanımda olmalı ve mülk edinme kanunen yasaklanmalıdır. Araçların aylık kira bedelleri çalışan gelirinin %10'unu aşmamalıdır. Kişisel araçlar dışında kalan ve taşımacılık için olan araçlar devlet tarafından edinilir ve işletilir. Lüks sınıftaki araçlar (örneğin yatlar, limuzin tipi araçlar) mülk edinme kapsamında tutulur. (Zamanla bu tip araçların kullanımdan kalkması, üretiminin durdurulması için programlar uygulanır). Amaç bireylerin zenginliği, refahı ve mutluluğu değil; toplumun mutlak refah ve mutluluğudur.

#4 Hali hazırda uygulanan ürün farklılaştırma ve fiyatlandırma seçeneği standart ürün ile değiştirilir. Standart ürün, teknolojik olarak ve ihtiyacı karşılama yeteneği olarak en üst seviyedeki üründür.

Bunun yanı sıra gelir adaletsizliği sonucu ortaya çıkan aşırı zengin sınıf ve yoksul sınıf ayrımı zamanla azalacak ve toplam ve mutlak bir orta sınıfa dönüşebilecektir. Bugün ne kadar ütopik olsa da taşımacılık, internet gibi hizmetlerin, devletler tarafından, halktan aldıkları vergiler karşılığında ücretsiz olarak sağlanması; ürün fiyatlarının dünyanın her yerinde "yaklaşık" sabit olmasını sağlayabilecektir. Dünya üzerinde yetiştirilen ve üretilen ürünler, tüm dünya nüfusuna rahatlıkla yetecek seviyededir. Hatta detaya inildiğinde; bazı ürün grupları dünya nüfusunun tüketebileceğinin üzerindedir. Eğer ücret her yerde "yaklaşık" eşitse ve ürün fiyatı her yerde "yaklaşık" aynı ise; toplam ve mutlak bir refah ortaya çıkar. Fiyatlar nasıl "yaklaşık" olarak aynı olacak diye sorabilirsiniz.

Maliyet muhasebesi açısından girdi fiyatları (hammadde, elektrik, su, işçilik vs) tüm gezegende aynı tutulduğunda ve vergiler aynı olduğunda, taşımacılık devletler tarafından ücretsiz olarak gerçekleştirildiğinde tüm dünyadaki fiyatlar teknoloji farklılıkları yüzünden "yaklaşık" aynı olacaktır. Zamanla teknolojik farklılıklar ortadan kalktığında fiyatlar mutlak aynı değere oturacaktır. Ürün gruplarının fiyatlarının belirlenmesi artık elle hesap edilmiyor. Bunun için yüksek işlem gücüne sahip bilgisayarlar mevcuttur. Böylece ürün grup fiyatlandırması seri bir şekilde gerçekleştirilebilir. Ekonomik modelin mantığı çerçevesinde, kar marjının tüm ürün grupları için sabitleneceği anlaşılmalıdır. Gereği halinde dar bir limit tanımlanmalıdır.

Dünyadaki temel sorunları sıraladığımızda; iki temel problem tespit ederiz.

#1 Ekonomi kökenli sorunlar (sınıfsal farklılıklar, gelir adaletsizliği, açlık, yoksulluk, evsizlik, işsizlik, adaletsizlik ve tüm bunlara bağlı psikolojik sorunlar ve suçlar)

#2 İklim ve Doğa kökenli sorunlar (iklim değişimi, iklim değişimine bağlı kuraklık, türlerin toplu olarak yok olması, buzulların erimesi, aşırı kirlilik ve buna bağlı salgın hastalıklar)

Önerdiğim ekonomi modeli, 1 nolu soruna çözüm üretebilir. Ancak 2 nolu sorun için hem bilinç seviyesinde bir artışa hem de teknolojik-bilimsel çözümlere gereksinim olacaktır.

Ekonomi modelinin nasıl işletileceği ve bu konuda bir anlaşmaya varılması ancak BM çatısı altında tüm ülkelerin hem fikir olarak tasarıya imza atmaları ve eş zamanlı olarak uygulamaya almaları ile mümkündür. Ancak bu durumun dünya nüfusunun binde biri oranındaki aşırı zenginleri ve finans sektörünü mutlu etmeyeceği ön görülmeli ve olası sorunların önceden hukuksal engellemeleri tanımlanmalıdır.