Thursday 14 May 2020

İçinde yaşadığımız kutu



Gezegen hayalim. Herkes sınavsız istediği eğitimi alabiliyor. Kimse para kazanmak için çalışmıyor. Çalışmak daha çok katkı sağlama bilinci. Biraz da hobi. Tüm ürünler ve taşınmazlar ücretsiz. Tüm sistemler ücretsiz. Bilim insanlığın en büyük değeri. Sanat ise dili. Suçlular başka bir galaksiye gönderiliyor. Yol, o kadar uzun sürüyor ki vardıklarında zaten yaşlanmış oluyorlar. Bu yolu uyuyarak geçiriyorlar. Gezegen her daim temiz kalıyor. Hayal işte...

Yani ticaret yok. Banka yok. Para yok. Siyaset yok. Yöneten yok. Yönetilen yok. Tıpkı trafikte hiç polis, trafik ışığı olmasa bile akan saygılı, bilinçli trafik gibi. Elbette ülkeler yok, hukuk yok, avkukat, yargıç, savcı, polis, asker yok. Suçlular, elektronik sistemler tarafından tespit edilip, uyutulup, yolculuğa çıkarılıyor. Suçlar belli ve açık. Öldürmek, saldırmak, yaralamak, zorla almak, tecavüz etmek, tehdit ile korkutup zorlamak, hakaret etmek vs.

Zamanla sıfırlanan suç işleme oranı gezegeni daha bir cennete çeviriyor. Çiçekler, hayvanlar ve tüm canlar mutlulukla yaşıyor. Hayal işte...

Sizce gezegen hayalim 1000 yıl sonra olur mu? İnsanlık, öyle bir seviyeye gelebilir mi?

Bence mümkün değil. İnsanlığın öyle bir seviyeye ulaşması ve sürdürülebilir kılması mümkün değil. Çünkü varoluş sistemin örgüsü böyle değil. Kendi içinde hata yapma olasılığını barındıran ve dualist yapıda kurgulanmış bir yapı. Demek ki insanlık o seviyeye gelse bile mutlaka buna karşı çıkacak ve içi boş edebi laflarla onu yıkmak isteyecek bir insan grubu doğacaktır. Çünkü insan, içinde yaşadığı evreni kaos olarak görür. Kaos ise ona göre endişe vericidir; tehdittir, tehlikedir. Belirsizliktir. Böyle algılar. Dolayısıyla böyle algılayan insan, bir açıklama bulur ve kurguladığı sistemi de özgürlüğüne tehdit olarak algılar ki bu durumda yıktığı insan yapısı sistemin yerine ana sistemin iyi-kötü karşıtlığı tekrar çalışmaya başlayacaktır. Gelişimin kaçınılmaz gerekliliği, gelişimi yıkan ana etmen olacaktır.

Aradan 100 triyon yıl geçse dahi insanlığın sürdürülebilir gelişimi mümkün değildir. Ancak teknolojisi gelişecektir. Bu da kurgunun diğer yapı taşıdır. Düşünme, araştırma ve geliştirme. Geliştirdiği büyük ihtimalle ya silahtır ya da ticari bir üründür.

Evrenin toplam yapı taşı, aynı fizik kanunları içinde kendini besleyen ve karşıtlıklar üzerine kurulu yapıdır. Ana yapıyı değiştirmenin bir yolu olamaz. Kendi toplam enerjisini ve yapısını kendisinden alan bir yapıya müdahale etmenin yolu olamaz. Aksi halde kendi üzerine yıkılır. Hem kutunun içinde olup, hem de kutunun kendi varoluş özelliklerini değiştirmenin yolu yoktur. O kutu, evrenin kendisidir. Buradaki varoluşsal özellik fizik kanunlarıdır. Kuarkların, leptonların, mezonların vs davranışsal özelliğini değişmenin mümkün olmadığını anlatır. Çünkü sistemin yapı taşları onlardır. Her yeni birleşim ise kendi mükemmel hata oranını barındırır. Hata oranı mükemmeldir çünkü sistemin kendi kendisini beslemesinin anahtarıdır.