Yazının birinci bölümünde globalleşen ekonomi ve siyaset üzerine tartıştık. Şimdi ise globalleşen dünyanın, bilimin gelişmesi ve öğrenme üzerine etkileri üzerinde durmak ve bilgisizliğin nelere sebep olabileceği hakkında tartışmak istiyorum.
Gelişmenin ve insan olmanın gerekliliği, öğrenmek ve bilgidir. Bilgiye sahip olmayan insan cahil kalır. Cehalet ise tüm olumsuzlukların, geri kalmışlığın ve hatta hayatı anlayamamanın, değişememenin ana parametresidir. Her yazımda, hayatın eğlence-içki sofraları-keyiften ve konformizm'den ibaret olmadığını vurgulamaya çalışıyorum. Çünkü böyle yaşayan insanlar aslında toplumun virüsleridir. Bir virüs besleneceği ortama yerleşir ve tüm kaynakları tüketinceye dek oradaki hayatı sömürür. Her türlü rezalet ve pisliğin bulunduğu yerde böyle seviyesiz-cahil insanlar vardır. Ancak dikkat edilmelidir ki bu tipler iyi birer oyuncu ve kimi zaman çok başarılı bir popülist (burada çağın,ortamın durumuna göre çevresindekileri etki altına almak için uygun kelimelerle konuşan anlamında kullanıyorum) ya da insanlara kendini olduğundan farklı gösteren birer bukalemundur. Böylece ortama nüfuz ederek kendilerini sevdirir; kabul ettirirler. Bu virüslerin sömürü için (ki kelimeyi her türlü anlamında kullanıyorum; aşktan,sekse,paraya,mala,mülke,güce vs..) uygun ortamı yakaladığı anlamına gelir. Sonuç olarak yinelemek gerekirse; bilginin olmadığı yer-insan kullanılmaya ve çoraklaşmaya açıktır. Aslında belki de gerekli sonucu bu olur diye tanımlamak daha doğru olacaktır.
Bilgi ise özele indirgendikçe tüme varım ile genelleştirmeye ve varsayımlarda bulunmaya açık kapı bırakır. Bu bir eksikliktir. Bu yolu kullanarak varılan sonuçlar olasılık hesaplarına göre saçma değerlendirmelere yol açar. Daha doğru olan yol ise; büyük resim üzerinde çalışıp; detaylara fokuslanarak daha karmaşık bilgileri toplamak üzerine olmalıdır ki ancak bu durumda genelden detaya, detaydan genele hareket imkanı mümkün olacaktır. Bu tür bilgi sonucunda yapılacak değerlendirmeler, olasılık hesaplarına göre doğruya en yakın sonuca varmamızı sağlayacaktır. Örnek verecek olursak; tek bir insan modeli üzerinde çalışıp; buradan toplumu değerlendirmeye gitmek (tüme varım) hatalı modelleme-değerlendirmelere açık kapı bırakacaktır. Oysa aynı araştırmayı toplum üzerinde yürütüp; buradan detaylara inmek yolu kullanılacak olursa (aile ve birey detayına) bu durumda hem toplum genelinde hem de aile-birey bazında daha fazla bilgi elde edilmiş olacaktır. Artı olarak toplum/aile-birey matrislerine ulaşılmış olacaktır. Başka bir örnek daha vereyim. Uzayda uzun süre kalan astronotların, döndüklerinde anlattıklarına bakalım.
İngiltere Uzay Dairesi'nden Libby Jackson, uzaydan dönen bütün astronotların aynı şeyi söylediklerini belirtiyor.
"İnsanı gerçekten değiştiren şey, dünyayı oradan görmek oluyor. Gördüğümüz tüm fotoğraflar, izlediğimiz videolar bir yana, o görüntüyü insan kendi gözleriyle görmeden gerçek anlamda takdir edemiyor. Ve bu da uzay istasyonu ekibinde derin etkiler yaratıyor.
Yeryüzünü uzaydan görmenin insanda yarattığı etkiye, "kuşbakışı etkisi" deniyor. Eski astronot Michael Lopez-Alegria, uzayda iken görülenleri anlamanın büyük bir yoğunluk taşıdığını söylüyor.
Lopez-Alegria, "Tüm insanlık tarihinin yaşandığı yeri, orada, aşağıda görmek büyük etki yaratıyor. Gerçek olduğunu görmek... Gezegenin boyutlarının yanı sıra, insan varlığının etkilerini de görüyorsunuz. Hava kirliliğini, çevre kirliliğini, ormanların yitirilmesini, sulak alanların çok daha küçülmüş olduğunu... Gezegenin ne kadar hassas olduğunu, ekolojik sistemin kırılgan dengelerini daha iyi fark ediyorsunuz. Ekosistemin ve sürdürülebilirliğin ne denli önemli olduğunu daha iyi anlıyorsunuz." diyor."
Bu bakış açısı; tarih, tıp, ekonomi, mühendislik, sosyoloji, psikoloji, pozitif bilimler dahil olmak üzere tüm disiplinlerde kullanılan bir yapıdır.
Günümüzde Big History (Büyük Tarih) olarak isimlendirilen yeni bir tarih alanı oluşmuştur. Üniversitelerde okutulmaya başlayan bu tarih alanı yukarıda bahsetmeye çalıştığım metodu kullanmaya başlaması bakımından heyecan vericidir. Çünkü tüm disiplinleri bünyesinde barındırarak, alanında çok yetkin kişilerin bir araya gelmesiyle; Big Bang (büyük patlamadan) kozmolojik tarih, galaksiler tarihi, yıldız ve gezegenlerden, atomik modellere ve kimyasal yapılara, evrensel jeoloji ve oradan antropoloji-insanlık tarihi, tıp ve biyolojiye kadar tüm disiplinleri içinde barındırmayı hedeflemiş bir tarih alanıdır.
Böylece sorgulayan bir zihnin bilime olan açlık ve merakıyla; günümüz teknolojileri sayesinde, Macquarie üniversitesinden Big History (Büyük Tarih), Stanford Üniversitesinden Theory of Relativity, Oxford Üniversitesinden Quantum Mechanics, Tokyo Universitesinden Big Bang to dark Energy ve Kore Üniversitesinden Acoustics, Illinois Üniversitesinden Business Statistics, Hollanda Leiden Üniversitesinden International Law in Action (Uluslararası Hukuk), vs.. derslerini alıyorum.
Son cümle olarak bunun iyi bir imkan olduğunu ve sizlerin de hangi yaşta olursanız olun bu imkanları kullanmasını umut ettiğimi söyleyerek tamamlamak istiyorum. Bilgi yoksa bizler birer hiçiz !
No comments:
Post a Comment