Bir önceki makalede gezegenimiz ile
evrenin durum ve konumunu değerlendirmiştik. Şimdi ise, üzerinde yaşadığımız
gezegeni orijin olarak aldığımızda biz insanların yaşamlarına bir göz atarak
başlayalım istedim. Uzay-Zaman hesabına göre 100 yıllık bir insan ömrü gezegenimizi
merkez alındığımızda 0.700563757 saniyedir. Ortalama olarak ise bir insan ömrü
0.5 saniyedir ki bu 71.3 yıla denk gelir. Diğer bir deyişle, ortalama bir
insanın doğumundan itibaren, dünya, güneş etrafında 71.371914965302722… turu
tamamlamıştır. Buradaki mantık basittir. Dünya, Güneş etrafındaki yörüngesini
1 kez tamamladığında; bir yıl geçtiğini varsayarız. Oysa, geçen süre tamamıyla görecelidir. Olan ise; gezegenimizin yörüngesini bir kez tamamlamış olmasıdır.
Uzayda mesafeler KM (kilometre) cinsinden
hesap edilemez. Parsek ile ifade edilir. Buna göre, 1 parsek = 3.26 ışık
yıldır. Diğer bir deyişle, 30.857E12KM eder. Yani 30,857,000,000,000KM dir (30
Trilyon, 857 Milyar Kilometre). Fakat 3000 ışık yılından sonra, parsek
kullanılamaz. Çünkü hata payı artar. Onun yerine doğrudan ışık yılı kullanılır.
Işık yılı, ışın bir yılda aldığı mesafedir. Bu değer, 299,792,458 m/s yani
yaklaşık saniyede 300 bin km’dir.
Temiz bir gecede gök yüzüne
baktığınızda görebileceğiniz en yakın yıldız Proxima Centauri 4.24 ışık yılı
uzaklıktadır. Bu demektir ki; ışığının bize gelmesi 4.24 yıl alacaktır. Başka
bir deyişle; en yakın yıldızın 4.24 yıl önceki halini görürüz. Öte yandan gözlemlenebilmiş
en yakın galaksi Canis Major Dwarf ve güneşten uzaklığı 25000 ışık yılıdır (236
katrilyon KM uzaklıktadır). Hayal edebileceğinizden çooook daha uzaklıkta,
milyonlarca ve hatta milyar ışık yılı uzakta galaksiler ve galaksi kümeleri yine
milyarlarca sayıdadır.
Üzerinde yaşadığımız gezegen yalnızca güneş
etrafındaki yörüngesinde 230 km/s (828000 km/saat) hızla dönmüyor; aynı zamanda
galaksinin etrafında 721000 ila 935000 km/saat hızında dönmektedir. Bununla da
kalmıyor ve uzayın derinliklerine doğru ve göreceli olarak 40 km/s (144000
km/saat) – 600 km/s (2.16 milyon km/saat) hızla uzaklaşmaktadır. Bilmediğimiz
bir yerlere doğru hep birlikte yol alıyoruz. Kuyruklu yıldızlar ve devasa
meteorlarla çarpışmaktan kıl payı kurtuldukça seviniyor ve yolumuza devam
ediyoruz.
Eğer evrenin kendisini orijin alarak
yaşam süremizi hesap etmek isteseydik; sıfıra en yakın sayıya ulaşırdık ki bu
bir mili saniyeden bile azdır. Gözünüzü açıp kapamanız en az 1/4 ve en çok 1/3 saniye
alır. 1 mili saniye ise saniyenin binde biridir. Bir an, sadece bir an, bir ateş
böceği gibi parlar gideriz…
Bunları ve daha fazlasını sayısız kez
insanlara anlatmaya çalıştıysam da; “gündelik hayatımızda bu bilgilerin ne
anlamı var?”, “ne faydası var?” yanıtlarıyla karşılaştığım için daha detayına
girmeyeceğim ve biraz geciktirmiş olsak ta, bir sonraki bölümde ışık konusuna
gireceğim.
Sevgiyle ve bilimle kalın…
İnşallah…
No comments:
Post a Comment