Tuesday 31 August 2010

Dere Soykırımına Dur Diyelim


Sayın Okur, Türk Milletinin saygıdeğer evlatları, biz Türkler, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları size yani bize sesleniyorum.

Yaşam su ile başladı. Bütün büyük semavi dinler bunu anlatırlar. Dinizmizde hayatın sudan başladığı açıkça anlatılmıştır. Anne karnındaki minik insan embriyo bile su içinde yaşama başlamaktadır. Kutsal kitaplarda anlatılan su, hayatımız ve hayatı birlikte paylaştığımız tüm canların hayatı için kutsaldır. Yani denizler, akar sular, dereler, nehirler. Bunlar bizim can damarlarımızdır. Su yaşam için bir mucizedir. Kana kana içeriz, yemek , çay yapar, onunla temizleniriz. Tarlamızı, bağ ve bahçelerimizi onunla sularız. Topraktan çıkan her tane onunla hayat bulur.
Su bizim için bu kadar değerliyken onu el üstünde tutmak gerekir değil mi? Onu korumak, uğruna mücadele etmek gerekir. Gereğinde uğruna feda olmak ...

Yıl 2010, yer Türkiye Cumhuriyeti. yönetim AKP hükümeti. Eylem : Tüm Yurttaki Suların Pazarlanıp 49 yıllığına kiraya verilmesi. Peki ne amaçla ? 1700 Hidro Elektrik Santrali (HES) ile elektrik üretilmesi planlanmaktadır. Üniversite yıllarından kalma bilgimizle Hidro Elektrik Santrallerinin kirli atık bırakmayan temiz santraller olduğunu anımsarız. Bu durumda nedir bu tantana diye soranlar mutlaka vardır. Sağır sultan bile duymuş olsa benim vatandaşlarımdan mutlaka duymayanlar vardır. Coğrafi bilgileri okul kitaplarına sıkışıp kalmış vatandaşlarım da olsa gerek ki bazıları akp hükümetinde iş bulmuşlar sanırım; hatta daha traji-komiği DSİ gibi kurumlarımızın içinde iş bulabilmiş olmaları olsa gerek.

Okurum, bilirsiniz ki Karadeniz bölgemiz akarsuları, yemyeşil doğası, yaylaları ve bol yağış alan iklimiyle dillere destan bir cennet parçasıdır. Doğa tüm bu güzelliğini sudan almaktadır. Evet su..

Cumhuriyet tarihi boyunca projeli veya tamamlanmış 700 HES ten söz ederken şimdi bir çırpıda 1700 HES ne müthiş bir atılım gibi geliyor kulağa. Cahil kulaklara ! Evet okurum 1700 adet dedim; yanlış okumadınız. Peki bu kadar çok HES ne kadar elektrik üretir diye soracaksınız. Söyliyeyim : toplam elektrik üretiminin %5'i kadar üretecek ! Madem bu kadar az, niye bu kadar çok HES yapıyorlar. Yanıt yine kolay ancak çok vahim; bütün ırmaklar, dereler pazarlanmış; şirketlere kiralanmış durumda. Şimdi el ele verme ve bu talanı durdurma zamanıdır okurum, vatandaşım. 500 metre arayla yapılan HES ler akarsularımızın bütün canını almakta ve doğaya hiçbir şey bırakmamaktadır! Yüzde on can suyu diye tabir ettikleri; dereye bir miktar su bırakmayı bile erkan ziyaretlerinde yapmakta olduklarına yöre halkı ve yüzlerce, binlerce doğa gönüllüsü bizzat şahit olmaktadırlar.

Bu vahamet karşısında biz İzmir'li doğa sever bisikletçiler olarak sessiz kalmamaya karar verdik. Arkadaşlarımıza , dostlarımıza anlattık. Doğa Derneğine. karşı Bisiklet'le paylaştık. Derken haber hızla dağıldı ve katkı vermek isteyenler çığ gibi büyüdü. Şimdi yurdun birçok ilinden yüzlerce bisikletli, doğa sever bize katılmak istiyor ve eylül ortasının gelmesini dört gözle bekliyorlar. Bu yurdumun görüp göreceği en büyük eylem olsun istiyoruz. Eğer LOÇ vadisindeki talanı durdurursak; tüm talanların sekteye uğrayacağına inanıyoruz. Bizim başarımız tüm illerdeki vatandaşlarımıza örnek olacak ve onları ateşleyecektir. Bu ateş ise kimleri yakacaktır acaba ? Çevre ve Orman Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, DSİ daha kim bilir kaç tane bakan, müdür değişecek... hatta dereleri kiralamış şirketlerin yönetimlerini... Bu dereler bizim diyen halkın karşısında; kimin malını kime pazarlıyorsun demiş olacağız !

Siz de gelin. İster Karadenizli olun, ister Trakyalı, ister sofu olun, ister sıradan, ister doğa aşkıyla sarhoş olun, ister çime bile basamayan temizlik hastalarından, ister hükümet taraftarı olun, ister statükocu...ne olursanız olun kendiniz için , çocuklarımız için, bugümüz ve yarınımız için, orada yaşayan halk için, tüm canlar için gelin hep birlikte LOÇ'a gidelim.

Sevgilerimle.