Friday, 10 March 2017
Stephen Hawking ve Dünya Hükümeti
Yaşamım boyunca tesadüflerin olmadığına inandım. Ve her yaşadığım, karşılaştığım deneyimde tesadüf diye bir şeyin olmadığını hayatın yeniden kanıtladığına şahit oluyorum.
Bundan bir süre önce, 16 Kasım 2016 tarihinde "Pluralistic Democracy vs ISG" başlıklı bir makale yazmıştım. İngilizce yazmış olduğum için belki herkes tarafından okunup, anlaşılamamış olabilir. Bu makalede çoğulcu demokrasiyi tartışmıştım. Demokrasi sistemini bile henüz dünyanın yarısı anlayamamış veya yaşayamamış olsa dahi sistemin artık çok eski ve yetersiz taraflarından bahsetmiştim. Demokrasi yerine ISG yani Entelektüel (akıllı) Bilimsel Hükümet sistemini önerdim. EBH sisteminde tek dünya yapılanması altında bilim insanlarından kurulu yerel veya diğer deyişle Ulusal Yönetimlerden bahsetmiştim. Temel mantık şuydu. Gezegenimiz üzerindeki çözüm bekleyen sorunların tamamı teknik olduğu halde teknik olmayan insanların bu sorunları çözme ihtimalinin olmamasıydı. Örneğin çamaşır makinanız ya da bilgisayarınız bozulduğunda bir politikacıya gitmezsiniz; ya da din adamından öneri almazsınız, hele ki bir belediye başkanına götürmeyi aklınızdan geçirmezsiniz. Şehirlerimizdeki sorunlardan, ekonomi ve hukuksal konulara kadar tüm çözüm bekleyen sorunlarımızın ancak konularında aşırı derecede uzman ve hiç bir çıkar ya da lobi tarafından etki altına alınamayacak bir grup bilim adamı ile çözüme ulaştırılabileceğinden bahsetmiştim. Özet olarak böyle olmakla birlikte böyle bir organizasyonun lobi ve herhangi bir ulusun etkisine kapılmadan nasıl kurulabileceğini değerlendirmeye çalışmıştım. Birkaç aşama ile bu noktaya ulaşmamız mümkün kanımca. Birleşmiş Milletlerin önderliğinde ve dünya çapındaki üniversitelerin ve enstitülerin eşliğinde bir üst organizasyon kurulması gerekli. Ardından ilk kurulun seçimle iş başına gelmesi önemli. Ardından sınavların hazırlanması ve en az iki aşamalı sınavla ikinci bir kurulun oluşturulmasının sağlanması gerekiyor. Böylece ilk kurul görevini tamamlamış olacak ve kendini feshedecek. Yeni oluşan üst kurul BM'nin hukuksal güvencesinde yeni sınavların hazırlanmasını ve yapılmasını sağlayarak lokal kurulları oluşturacak. Bu aşamaların her tekrarında sistem daha akortlu (ahenkli) ve uyumlu olacak. Uyumun artması evrimsel aşamaların devreye alınması ile gelişecek. BM demek tüm dünya ülkeleri demek olduğuna göre ve BM önderliğinde başlatılan bir yönetim sisteminin adı Dünya Devleti demek olacaktır. Amaç, bir bölge veya ulusun çıkarları değil; gezegenin tüm kaynaklarının dengeli dağılımı ve kullanımı ile gezegen boyutunda bir dengenin oluşturulması demek olacaktır. Sitemin mantığı böylece sürüp gidiyor.
Bugün Stephen Hawking'nin sözlerini okuduğumda biraz sevindim ancak hemen ardından içimi umutsuzluk sardı. Çünkü onun dayanak noktası gelişen teknolojinin gezegende neden olabilecek tehditler üzerineydi. Benimle aynı konudan bahsediyor olsa da gerekçesinin farklı olması, benim göremediğim ancak onun fark etmiş olabileceği bir gelecek tehditi üzerine olmasıydı. Oysa, gelişen teknolojinin BM önderliğinde tek dünya yönetiminin kurulmasını mümkün kılabileceğini düşünüyordum. Aksi durumda gezegenin her noktasından eş zamanlı verilerin toplanması ve aynı anda milyarlaca insanın eylem ve düşüncelerinin anlık olarak işlenerek günlük raporlar haline getirilmesi nasıl mümkün olabilecekti? İnsanların ve gezegen üzerindeki tüm canlıların, ekolojik verilerin anlık olarak toplanıp işlenip, anlık raporlara dönüştürülemeden sistemin doğru çalıştığının anlık olarak izlenmesi mümkün olamayacaktı!
Kendime fizikçi demek istemiyorum ama fizik sever biri olarak, dünyaca ünlü teorik bir fizikçinin önerisine hem sevinmek hem de üzülme duygusunu aynı anda yaşamanın tetiklemesi ile bu satırları sizlere ulaştırıyorum..
Daha fazla sistemsel teknik detaydan bahsedip sıkıcı olmak veya ütopist görünmek istemem. Anlaşılmamak ise başlı başına farklı bir sorun elbette!
Sağlıkla kalın.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment