Sunday 19 March 2017
Aklımdaki Demokrasi
Özet haliyle aklımdaki demokrasi...
Var olan haliyle çoğulcu demokrasinin, politikacıların oyun alanlarındaki çıkar grupları ve lobilerin egemenliğinin hukuksal tanımı halini aldığını düşünüyorum. Bu nedenle halkın egemen olmaktan çıkarılması, seçimden seçime oy verme oyunu oynamasına indirmekten başka bir şey değildir.
Oysa ki egemen olan lobiler değil, sistemlerin amacı olan halk kitleleri olmalıydı.
Ve yine farkında olmadığımız diğer nokta ise, asıl çözüm bekleyen sorunların siyasal, politik olmaktan çok uzak başından sonuna dek teknik sorunlar olmasıdır. Kaynak planlaması, kaynağın dağıtılması, ekonomi, iklim değişimi sorunu, tarımsal sorunlar, tarihsel alanların korunması, doğal alanların korunması vs vs vs. Örneğin kitleler halinde ölen arıların bizlere, eko-sisteme, geleceğe, ekonomiye etkisini bir politikacı vizyonuyla anlayamaz ve çözemeyiz. Tarımın ekolojik veya daha verimli hale getirilmesi ya da susuz ortamlarda tarım yapılması yine bir politikacının vizyonuyla çözülebilecek bir konu değildir. Bu örnekleri yaşanılan sorunlara uyarlayıp, çoğalttıkça; asıl problemlerimizin teknik konular olduğu anlaşılacaktır.
Tarihten günümüze yönetim sistemlerini incelediğimde; belirli bir grup veya gücün tek başına temsil edilmediği tek yönetim sisteminin Birleşmiş Millet Hukuk ve Yönetim Sistemi olduğunu görüyorum.
BM'de her ülkenin tek bir oyu mevcuttur. Genel sekreter veya heyetler olmasına karşın; üyelerin ortak kararı olmadan bir eylem kararı alınamaz. Genel Sekreter veya bir heyet tek başına bir karar alıp hayata geçiremez. Böylece sistem kendi içinde eşitliği ve dengeyi barındırır.
Bir ülkenin yönetim sistemine uygulandığında, partiler veya ideolojiler yoktur. Aksine üyelerin veya diğer deyişle millet vekillerinin bağımsız olarak kendi şehir ve bölgelerinin ihtiyaçlarının temsil etmesi mümkün olabilir. Örneğin her şehir 3 millet vekili seçer. 1 milyondan büyük nüfusa sahip şehirde ise; milyon başına bir millet vekili uygulanabilir. Böylece meclisteki millet vekili sayısı oluşur.
Yürütme ve yasama ile ile ilgili çalışmalarında kendi seçmenlerinin/şehirlerinin ihtiyacı doğrultusunda oy kullanırlar veya ilgili konuları oylanması için meclise taşırlar. Komisyonlar ve alt komisyonlar yine aynı millet vekilleri tarafından oluşturulur. Ayrıca teknik ekiplere ihtiyaç duyulmaması için millet vekillerinin teknik yeterliliklerinin olması şartı aranır.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi; kuvvetler arası tartışmaların olması ve böylece en doğruyu bulmaya yönelik bir ilkedir. Bu nedenle kuvvetler ayrılığı ilkesi yaşatılmalıdır. Fakat, millet meclisi halkın bizzat kendisini temsil etmesi nedeniyle yine en üst organ olarak kabul edilmelidir. Birleşmiş Milletler mantığının küçük bir modelinin uygulanması olarak düşünebiliriz.
Her meclisin bir meclis başkanı vardır. Meclis başkanı meclis içinden dönemsel olarak seçilir. Görev ve yetki olarak meclis çalışmalarının düzenli olarak çalıştırılmasıyla sınırlıdır.
Cumhurbaşkanı, BM genel sekreteri formunda, meclis tarafından seçilen temsili bir kişi olarak değerlendirilebilir. Temsil yetki ve sorumluluğuna sahip olmakla birlikte işlevsel olarak semboliktir. Meclis kararlarının ve eylemlerinin dışında bir söylemi ya da eylemi söz konusu olamaz.
Hali hazırda var olan sistemimizden farklı olarak ön gördüklerim şunlardır.
* Millet Vekili seçimlerinde partiler yoktur.
* Partiler olmadığı için ideolojiler yoktur.
* Parti programları, hedefleri yoktur.
* Başbakan, bakanlar kurulu yoktur.
* Cumhurbaşkanı seçimle başa gelmez.
* Eşitlik ilkesi esastır.
* Ben yaptım anlayışı yoktur. Biz, hepimiz, birlikte el ele çalışıyoruz anlayışı vardır.
* Ana hedef zenginleşmek değil; öncelikle ülkenin tarım, teknoloji, ekonomi, sağlık, eğitim, hukuk, eşitlik, adalet alanlarında kendine yeter olmasıdır. Ülkenin kendi ihtiyaç ve üretimleridir. Buna karar verecek olan ise, halkın kendisidir. Seçimden seçime değil; sürekli ve düzenli olarak veri, görüş toplanması esastır. Teknolojinin geliştirilmesi bu yolun oluşmasını sağlayacak şekilde sağlanmalıdır.
* Seçilme barajı yoktur. En yüksek oyu alanlar seçilirler.
* Seçime katılma hakkını kazananlar, kendilerini ve düşüncelerini anlatan bilgileri seçim kurulu ile paylaşırlar. Seçim kurulu, ilgili millet vekilinin tanıtımını bölgesinde gerçekleştirir. Ayrıca seçim konuşmalarının eşitlik ilkesi çerçevesinde yapılmasını sağlar.
* Yönetim programları, millet vekillerinin, şehir ve bölgelerinin ihtiyaçlarını meclise taşıyıp, sunmaları ile oluşur. Oylanan ihtiyaçlar öncelik sırası alırlar. Kabul görmeyen öneriler uygulanmaz.
* Millet vekillerinin teknik yeterliliklerinin yüksek olması, daha detaylı analiz çalışmaları yapabilmelerini sağlar. Daha az teknik personele ihtiyaç duyulur. Organizasyon en az sayıya ulaştığında en verimli ve ivedi çalışamalar yapılabilir.
* Millet vekillerinin, Cumhurbaşkanının maaşları asgari ücretin 4 katını geçemez. Dokunulmazlık hakkı yoktur. Her birey kanunlar karşısında eşittir. Böylece, gerçekten ülkesine hizmet etmek isteyecek kişiler millet vekili olmaya karar verebilirler.
* Kanun dışı davranışlarından dolayı doğrudan sorumludurlar. Dava açılması için herhangi bir şart aranmaz.
* Millet vekilliği seçimlerine katılabilmek için tercih ettikleri teknik konulardaki yeterliliklerini kanıtlamaları ve ayrıca Üniversiteler tarafından ortaklaşa hazırlanmış sözlü ve yazılı sınavı geçebilmeleri şartı aranır.
* Meclisin %10'u tecrübeli işçilerden oluşmalıdır. İşçi sınıfının ihtiyaç ve sorunlarının temsil edilebilmesi için bu şarttır. Ancak, bu işçilerin çalışma yılları ve tecrübeleri sınanmalıdır.
* Meclisin %50'si kadınlardan, %50'si erkekler oluşması şartı ilke olarak aranmalıdır.
* Meclis çalışmalarına bir yılda %33 oranda katılmayan millet vekilinin vekilliği düşürülür. Herhangi bir mazeret değerlendirmeye alınmaz. Ülkesine hizmet edememe halinin bir mazereti yoktur. Bölgesinde yeniden seçim tanzim edilerek yerine yeni millet vekili seçilir. Çünkü amaç sistemin işlemesini sağlamaktır. Bu noktada önemli olan bireyler değil, ülkenin kendisidir.
* Yurtdışı iş ve çalışmalarda çalışacak; yabancı dil seviyesi yüksek, konusunda eğitimli kurullar oluşturulur. Raporlama mercii meclisin kendisidir. Bu kurulun amacı anlaşmaları yapmak değil; karşılıklı sunulan anlaşmaları doğru anlamak ve meclise sunmaktır. Karar meclis tarafından verilir. Yurtdışı kurulu, verilen kararı iletmekle sorumludur.
* Askeri konular, Güvenlik Meclisine aittir. Kararlar yine meclise sunulması ve oylanması ile elde edilir. Dış bir saldırı halinde; özel kanunlar önceden oylanarak karar verilir ve tüm şartlar önceden değerlendirildiği için o şartlar oluşacak olursa; kimin ne yapacağı ve hangi görevi alacağı önceden tespit edilmiştir. Doğal afet hali için de benzer çalışamalar yapılır. Eylemler ve görevler bellidir.
* Sistemin göreli olarak yavaş çalışmasından ziyade doğru ve adaletli çalışması prensibi önemlidir.
Akıllı, eğitimli ve vatan sever insanların bir araya gelmesi, çok daha iyi ve akılcı yol ve yöntemlerin doğmasını sağlayacaktır. Fakat öncelik, halkın sağlığı, bilimsel temelli eğitilmesi, barınma, korunma ve ekonomik ihtiyaçlarıdır. İyi niyetli ve bilgi ile donatılmış akılcı eylemler; her şartta doğru sonuçlar üretir.
* Bu yönetim modeli tek bir ülkeden bağımsız ve tüm ülkeler için düşünülmüştür.
* Gelir gruplarının meclisi etkilemesini olanaksız kılmak için meclis içi gruplar dışlanmıştır.
* Prensip olarak parlamento, tüm bilimsel disiplinlerin temsil edilmesi esasına dayanır.
* Farklı meslek gruplarında gelen işçi vekillerin temsil edecekleri, ilgili meslek grubu çalışanlarının hakları olmalıdır.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment