Sunday, 23 April 2017

Olasılıklar


Yaşam, sonsuz olasılıklar bütünün olası özetidir. Biz insanlar, kaba ve kavgacı gündelik hayatlarımız için bir kavgadan, diğerine savrulurken yaşamın asıl özünün farkına varamadan ömürlerimizi tüketmeye meğilliyizdir. Her yeni günde yaptığımız seçimlerimizden veya olması gerektiği için olan acılardan bahsederiz. İyi şeyler olduğunda, olması gerektiği için yaşandı diye düşünmez, öyle tarif etmeyiz. İyi şeyler, ya mucizelerdir ya da kavgamız, çabamız sonucunda elde ettiğimiz sonuçlardır.

Eğer yazılarımı takip ediyorsanız, insanı her seferinde yerden yere vurduğumu, aşağıladığımı, hastalıklı bir ucube olarak tarif ettiğimi de bilirsiniz. Aşağılanması gereken bu yaratığın, her yeni günde Tv lerdeki haberlerde tekrar tekrar kendi aşağılıklığının sınırlarını nasıl zorladığının kanıtlarını görürsünüz. İnsan, sefil, olabildiğince riyakar, gezegen üzerindeki hiç bir canlı kadar onuru, saygıyı hak edecek tek ve kalıcı bir eyleminin olmadığı bir zavallılık, iğrençlik içinde olduğunu fark edersiniz. Yaşamın sonsuz yaratıcı olasılıklarının içinde bu derece bencil, virütik, yırtıcı, yok edici bir canlı türü ortaya çıkmamıştır. Öte yandan, aslında, insan gelişime ve biçimlenmeye en uygun türdür. Çünkü, tüm sefilliğine rağmen, kendini yeniden yapılandırabilecek yegane canlıdır. Diğer tüm canlılar, doğanın olasılık kuralları içinde muhteşem gelişimlerini yavaş fakat güvenilir şekilde tamamlarken; insan, eğitimle, düşünerek, farkındalığını arttırarak ve öğrenerek çok hızlı gelişme kapasitesine sahiptir. 

Umut denen uyuşturucu fare kapanı kimilerimizi hayallere iterek yavaşlatır. Kimilerimizin öğrenme kapasitesi neredeyse hiç yoktur. Öyle bir cahilliğin içine gömülmüşlerdir ki; onlara dair tek bir çıkış yolu dahi mevcut değildir. Kimilerimiz, ideolojiler ile beyni yıkanmış zombiler gibidir; burunlarının ucunu görmelerini beklemek olanaksızdır. Ha görseler ne olacak diyeceksiniz! Doğrudur! Bakar kör olacaklar veya gördükleri, beyinlerine kazınmış ideolojilerin halüsinasyonlarından başka bir şey olmayacaktır. Zincirin halkaları gibi nesilden nesile aktarılan bir yığın berbat özellik sürüp gidecektir. Kendini her şeyin üzerinde görenler, Tanrı rolüne bürünenler, Para ve güce tapanlar, Kan gölü yaratmaya meğilli savaş vampirleri, bencilliğin adını birey hakları ve özgürlüğü olarak görenler, hak savunucu rolüne bürünen saldırgan yırtıcılar, iyilik meleği kostümlü kan emiciler.... bu roller sonsuza dek uzayıp gider. 

Elbette, bir nefes alıp; o halde gelişme yeteneğine sahip bu canlının, nasıl gelişebileceğini sorgulamak gerektiği açıktır.  Ben farkındalık dedim. Peki de; neyin farkındalığı?  Hadi, diyelim ki; kendi gelişim yeteğinin farkına vardı... fakat bir fizikçi gözlüğüyle baktığımda öyle çok olasılık mümkün ki; bir olasılığın olasılık haline gelmesi yalnızca düşünce olarak evrende var olmasıyla mümkün değildir; kaldı ki, kendi türünün dayanak noktası, bağımlı olduğu tek gezegeni yok etmeye azimli bu canlının yeni gezegenler aramaya başlaması ise; çok ama çok daha vahim bir cahilliğin sonucudur. 

Ne anlattığımı anlamadınız değil mi!
Boşverin!







Thousands rally around the world for ‘March for Science’
https://www.theguardian.com/science/video/2017/apr/22/thousands-rally-around-the-world-for-march-for-science-video




No comments:

Post a Comment